Malatya İlim Havzası’ndan Hasan Begeç Hocam

Dr. Mehmet Çelen


Değerli okurlarım,

            Malatyamızın değerlerinden güzel insan Hasan Begeç Hocam, 20 Kasım 2015 tarihinde Hakkın rahmetine kavuştu. Kendisine Allah’tan rahmet dilerim, makamı cennet olsun ve pür nur içinde yatsın. Kendisi gibi güzel yetiştirdiği oğulları Abdullah ve Said kardeşlerime, yakın ve uzak akrabalarına Yüce Rabbimizden sabr-ı cemil ihsan etmesini niyaz ederim. Ayrıca tüm Malatyalı Müslümanların başı sağolsun, onlara da sabır diliyorum.

            Değerli Hasan hocam ile tanışmam 1972-1973’lü yıllara dayanıyor. Şahsımın on iki yaşında olduğu zamanlardı. O gündür bugündür 42 yıl boyunca ahbaplığımız ve dostluğumuz devam etti. Beni tanıştıran Değerli Arapça müderrisim Hacı Mehmet Alptekin hocamdı. O dönemde klasik Arapça eğitimi alırken bu arada değerli rahmetli Said Çekmegil ağabeyimizin öncülüğünü ettiği fikir sohbetlerine de hocam vesilesiyle katıldım. Bu sohbetlere Hasan Begeç hocam da katılır, hem de aktif rol alırdı. Hasan hocamla o sohbetlerde tanıştım.

            Burada Hasan hocamın kısa bir biyografisini verirsek iyi olacaktır. Nüfus cüzdanına göre 1941, kendisine ve annesinin kanatine göre ise 1943 Malatya doğumludur. Böylece toplam 72 yıl yaşamış oldu.

            İlk tahsilini  Malatya’nın en eski mahallelerinden biri olan Hidayet mahallesinin Hidayet İlkokulu’nda, ortaokulu Atatürk Ortaokulu’nda, liseyi de Malatya Lisesi’nde tamamlıyor. Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde Türk dili ve edebiyatı bölümünde 1965 yılında mezun oldu.

            Türkçe öğretmeni olarak ilk ataması Erzincan’ın Üzümlü ilçesine yapıldı. 1965-1968 yıllarında muallimliğine burada devam etti. 1968-1971 yıllarında Malatya’da ŞKÖ Endüstri Meslek Lisesi’nde öğretmenlik yaptı. 1971-1981 arasında Malatya Lisesi, Fatih Lisesi ve mezun olduğu Atatürk ortaokulu’nda ardarda görev yaptı. 1981-1986 yılları arası Tokat’ta çalıştıktan sonra 1986-1990 yılları arası Adıyaman Çelikhan Lisesi, 1990-1997 yılları arasında tekrar Malatya Fatih Lisesi’nde çalıştı. Emekli olmadan bir ay önce Malatya Cengiz Topel Ortaokulu’nda çalıştı ve o yıl emekli oldu. Tam 32 yıl bilfiil muallimlik yaptı. Zaman zaman kendisini seven arkadaşaları aracılığıyla 1985 yılında Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü, 1986 yılında Çelikhan Yatılı İlköğretim Müdürlüğü teklif edildiyse de idareciliği yapmak istemediğinden bu talepleri kabul etmedi.[1]

            Değerli hocamın muallimlik hayatı Erzincan, Tokat, Adıyaman ve Malatya arasında mekik dokuyarak geçti. Tabii ki Malatya’da daha çok kaldı. Emekli olduktan sonra da son anına kadar Malatya’da ikamet etti. Bu yönüyle Malatya’mıza çok büyük katkıları oldu.

            Malatya ilim havzası, çok bereketli bir havza olup onlarca şahsiyetin yetişmesine katkıda bulunmuştur. Bu şahsiyetlerden birisi de Hasan Begeç hocamdır. Bu havza değerli müftümüz İsmail Hatip Erzen tarafından kurulmuş, değerli Mehmet Said Çekmegil ağabey ve değerli hocam Mehmet Said Ertürk öncülüğünde büyük hizmetler vermiştir. Hasan Begeç hocam da 1960’lı yıllarda bu havzaya katılmış, bereket ve feyzinden faydalanmaya çalışmıştır. Yaklaşık elli yıllık hayatı bu havzanın içinde geçmiştir.

            Bu havzanın en önemli açılımı sahih İslâm inanışını ve düşüncesini ortaya çıkarmak, yaşanmasını sağlamak olmuştur. Düşünen, akleden ve olayları sorgulayan bir akla öncelik verilmiş, toplumu körü körüne bağlılık olan cehaletten uzaklaştırmaya çalışmıştır.

            Bu havza usûl olarak Allah’ın kitabına ve Resûlullah (s.a.v.)’ın sünnetine bağlanmayı esas olarak almış, kıyas, icmâ’ ve örf gibi asılların temelliğini savunmuştur. Toplumda var olan güzel âdetlerin yaşanmasına, kötü ve dinî asıllara ters düşen âdetlerden uzaklaşılmasına davet etmiştir. Bu havza, Malatya’da çoğunluğun üzerinde bulunduğu Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat anlayışının bir nevi öncülüğünü yapmıştı. Peygambere tabi olmanın ve peygamber yolunu takip etmenin en büyük sünnet olduğunu açıkça ilan etmişti.

            Dini algının mitoloji haline dönüşmesi, hurafelere karışması ve peygamberin sapıklık olarak nitelediği bid’atlerden uzaklaşması için gayret sarfetmiştir. Çünkü bu güzel havza, mitoloji ve hurafelerin dini yaşanmaz hale dönüştürdüğünü ve toplumun dinden uzaklaşmasına sebep olduğunu çok iyi biliyordu.

            Aslında bununla ilgili yazılacak çok şey var. İşte bu havzada yetişen Hasan Hocam, bu esaslar doğrultusunda ömrünün son anına kadar tebliğ ve davete devam etmiş, bundan dolayı da muallimliği tercih etmişti. Çok iyi bir muallimdi, binlerce öğrenci yetiştirmiş, her zaman haktan ve hakikatten yana olmuştu. Hayatı boyunca konuşma dilini daha çok kullanmış, ama yazma aynı düzeyde gerçekleşmemişti. Herhalde konuştuklarını yazıya dönüştürseydi, ömrünün sonuna kadar birkaç kitabın müellifi olurdu.

            Bu yıl Ağustos ayında Malatya’daydım. Hemşerimiz ve değerli bürokratımız Emin Kayaduman hocamın bir yakınının vefatı münasebetiyle taziyesine Öğretmenevine gitmiştim. Orada değerli hocalarımızdan Hüseyin Karatay ve Kemal Deniz de vardı. Değerli Kemal Deniz hocamız beraber çalıştıkları bir lisede Hasan Begeç hocamla ilgili bir anısını anlattı. Orada Hasan Begeç hocamızın İslâm’dan ve Müslümanlardan yana cesurca tavır koyduğunu öve öve belirtti. Gerçekten bu durum bizim için sevinç vesilesi olmuştu.

            Yıllarca Malatya’da yapılan fikir sohbetlerine hep katılmış, fikirleriyle katkıda bulunmuştu. Fikir sohbetlerinin en güzel özelliği 2-3 dakika gibi kısa bir sürede düşüncelerinizi toplayıp görüşlerinizi açıklamanızın istenmesiydi.

            Hasan hocamın hafızası çok güçlüydü. Okuduğu bir kitabın sayfasına kadar numarasını bile verip meseleleri öyle anlatırdı. Âyetleri  sure ve numaralarıyla açıklar, hadisleri kaynaklarıyla birlikte rivayet ederdi. Gördüğü bir öğrencisini aradan kaç yıl geçerse geçsin adı, soyadı ve özel durumlarıyla birlikte hatırlar, öylece hal ve hatır sorardı. Bu yönüyle çok cana yakın biriydi ve her tanıdığıyla mutlaka ilgilenirdi.

            Her gördüğü tanıdığına hal hatır sorar, ana babasını, evliyse çocuklarına kadar sorardı. Her görüştüğümüzde şahsımı, rahmetli ana-babamı sorardı. Bize, “Onlar çok değerli insanlar, bak sizin gibi güzel insanlar yetiştirdiler.” diyerek sitayişle bahseder ve onlara selam söylerdi. Çocuklarımızı tek tek sorar, hangi okullarda okuduklarını öğrenir, bazen de iyi tavsiyelerde bulunurdu.

            Yine Malatya ilim havzasında yetişen değerli Ramazan Keskin Hocamın 1983 yılından buyana her Pazar günü İkindi namazından sonra verdiği tefsir derslerine mutlaka katılır ve orada kendi düşüncelerini açıklardı.

            Malatya’daki taziyelere ve düğünlere çoğu kez Ramazan hocamla birlikte katılır, Hasan hocam da orada mutlaka bir İslâmî sohbet yapardı. Sohbette tane tane konuşur, meramını en güzel bir şekilde ifade eder ve taziye sahiplerinin acısını paylaşırdı.

            İlim havzasını değerli hocalarıyla hep fikir teatisinde bulunduğuna çokça şahit olanlardan biriyim. Meselelerin enine boyuna müzakere edilmesini ve gerçeğin ortaya çıkarılmasını sağlamaya çalışırdı.

            Hasılı Hasan hocam, hayatı boyunca iyiden ve hayırdan yana oldu. İyiliğin yayılması için hep çalışıp durdu. Kötülüğe ve kötülere karşı cesurca direndi ve doğrudan yana taviz vermedi.

            Şahsım olarak onun Müslümanlığına, iyi bir şahsiyet ve iyilerle birlikte olduğuna şahitlik ediyorum. Gerçekten ölüm haberini duyunca çok üzüldüm, hele cenazesine bilfiil katılamayışım beni daha da üzdü. Rabbimiz onu iyilirle birlikte haşretsin ve bizi cennetinde buluştursun. Âmin

02/12/2015 
[1]Okullar ve görev yaptığı yerlerle ilgili bilgileri değerli oğlu Abdullah Begeç’ten aldım. Kendisine çok teşekkür ederim.

Yazarın Eski Yazıları