Kur'an'ın Anayasası Fatiha

Rumeysa Günhan


Bu sure konusu nedeniyle Fatiha ismini almıştır. Fatiha bir konuyu, bir kitabı veya başka bir şeyi açan şey demektir. Başka bir deyişle Fatiha bir nevi önsözdür ilk nazil olan vahiylerden biridir. Bu sure aslında Allah’ın kendi kitabını okumak isteyenlere öğrettiği duadır. Bu önsöz okuyucunun kalbinde âlemlerin rabbinden hidayet dileme hidayeti ancak o verebilir konusunda kuvvetli bir istek uyandırmayı amaçlar o halde Fatiha dolaylı olarak incelemek ve âlemlerin rabbinin bilginin tek kaynağı olduğu gerçeğini kabul etmek olduğunu öğretmektedir. Bu nedenle kişi kuranı incelemeye ondan hidayet dileyerek başlamalıdır. Fatiha kulun duası kuran ise mabudun kuluna verdiği cevaptır. Kul kendisine doğru yolu göstermesi için Allah a yalvarır Allah da duaya cevap olarak tüm kuranı onun önüne koyar ve sanki şöyle der; İşte benden dilediğin hidayet!

Fatiha suresinden önemli 4 kavramı ele alacağız; Rahman, Rahim, Malik ve Kulluk.  Bu kavramları işledikten sonra tefsirini yapmaya gerek kalmıyor diye düşünüyorum, çünkü ayetlerdeki önemli kavramları tanıttığımız için her ne kadar tefsiri kadar olmasa da bir nevi tefsirini de karşılıyor.

RAHMAN:

Rahman ‘özünde rahmet sahibi mutlak rahmetin menbaı ‘ anlamına gelir. Rahm kökünden türetilmiştir. Dilcilere göre ruhm rahmet ve merhamet birbirlerinin yerine kullanılır. Kuranda ruhm ve merhamet birer yerde geçer ve insan için kullanılır. Kuranın kullanımındaki bu farklılığı esas alırsak merhametin rahmetle aynı anlama gelmediğini söylemek daha isabetli olacaktır. Merhamet bizce ‘kazanılmış veya verilmiş rahmet ‘ vurgusunu taşımaktadır.

RAHİM:

Rahim ‘işinde çok merhametli olan, en büyük rahmetin faili olan‘ demektir. Rahm kökünden türetilmiştir. Merhamet etmek acımak esirgemek, Rahim ismi rahman ismine göre daha özeldir. Sadece iman edip Salih amel işleyenlere muttaki ve Muhsinlere yöneliktir. Dünyada sadece müminlerin güzel amellerine sevap verir. Ahiret nimetlerinden yararlandırır onlardan razı olur ve onları cennetine koyar. Mümin olmayanlar Allahın dünyadaki nimetlerinden yararlanırlarsa da ahiretteki nimetlerinden mahrum kalırlar.

Rahman ve Rahim:

Rahman ve rahim isimlerinin manaları aynı olmaz manası aynı olan iki isim bir cümlede yer almasının da bir manası olamaz. Dolayısıyla aynı kökten gelen bu isim arasında az veya çok bir mana farkı bulunuyor olması esastır. Bu iki ismin aynı gelmesi nasıl ki mana farkına delalet ederse birlikte gelmesi de mana benzerline delalet eder. Rahman ve rahim isimlerinin her ikisi de rahmet kökünden türetilmiş Arapça kelimelerdir. Sıfatı müşebbehe olan rahman süreklilik ve değişmezlik bildirir. Mübalağa ile ismi fail olan rahim ise oluş ve yeniliş bildirir. Dolayısıyla rahman Allahın zatına dönük bir sıfat, rahim fiiline dönük bir sıfattır. Bir başka ifadeyle rahman rahmet eden e dönük bir sıfat rahim rahmet edilene dönük bir sıfattır. Dolayısıyla birincisi isme yakın ikincisi fiile yakındır.

MALİK:

Ayetteki ‘malik’ kelimesini mülk kökünden gelen melik şeklinde okuyanlar olduğu gibi milk kökünden gelen malik şeklinde okuyanlarda olmuştur. Birinciye göre melik şeklinde okunması halinde kıyamet gününde sadece Allah; dünyada iken mülke ortak olma iddiasıyla ona baş kaldıran azamet ve büyüklüğüne karşı mücadele eden zorba hükümdarlar olmaksızın, mülkün sahibi olacaktır. Nitekim o günde yüce Allah ‘bugün mülk kimindir? ‘ diye soracaktır. İkinci yani malik şeklinde okunması halinde ayetin manası şöyle olur; kıyamet gününde hüküm verme hususunda hiç kimse Allaha ortak olmayacaktır. Yaratılmışlar arasında sadece yüce Allah hüküm verip yargılamada bulunacaktır.

KULLUK:

Kulluk etmek, ibadet etmek; ibadet etmek ise, itaat etmektir. İbadet, niyete bağlı olarak yapılmasında sevap olan ve insanı Allaha yaklaştıran bir itaattir, bu yüzden her ibadet, önce kime yapıldığı ile ilgili olarak bir şuur ve niçin yapıldığıyla alakalı olarak bir niyet taşımalıdır. Sonra bu ibadet anlayışının düşünceden ayrılarak fiili bir eyleme dönüşmesi de gerekir. Kulluk, haddini bilen kişinin rabbine huzur ve huşu içinde yönelme (itaat etme) gayretidir. Ubudiyet Arapçada tezelzül (alçalma- küçülme) anlamına gelir. Ancak bu alçalma kişinin rabbi karşısında haddini bilmesidir. Yoksa kendini hemcinsleri içinde küçük görme değildir. Tam tersi rabbi karşısında küçüklüğünü itiraf edip kabullenmek, kişinin diğer insanlara eşit olduğunu göstermek içindir.

Fatiha suresi gibi, anlamı anlatımı derin ve anlamlı bir sureye bu kadar anlatım yetmez, inşallah daha iyisiyle bir dahaki yazımızda görüşmek umuduyla.

                                                                                                                                     Vesselam…

Yazarın Eski Yazıları