HZ ALİ'NIN MEDİNE DÖNEMİ.
Peygamberimiz(sav) kendisini çok küçük yaşta olmasına rağmen Yemen’e kadı olarak göndermiştir. Gitmekte tereddüt eden Hazreti Ali’ye Allah senin kalbine doğruyu gösterecek dilini doğurlukta sabit kılacak davalılar önünda oturduklarında her ikisinide dinlemeden hüküm verme diye nasihatta bulunmuştur.Hazreti Ali(ra) “Vallahi bundan sonra hiç tereddüde düşmedim.”diyor.
ANLAMAK MI? ANMAK MI?
Tabiki Hz Ali'yi Anlamk gerekir ki Örneklene bilinsin BEŞ ADIMDA HZ ALİ'Yİ ANLAMAK.mümkindir yapa bilene.
(1)birinci adımda akıl erdirme, kavramak, (2)''ikinci adım'da''(Tahkik Etmek,Öğrenmek,Araştımak seçmek. (3)''üçüncü Adım''Bilmek,bu işten anlar.''(4) dörtüncü adım''Faydalanmak, İstifade,etmek,'(5)'beşinci adım''duyguları ve düşünceleri hissetmek.(6)İdrak, etmek, (7Kavramak,intikal etmek (9) Farkına, varmak..ile Hz Ali anlaşımış olur.tıpkı Onun anladığı gibi.evet
İlmin kapısı olan Hz Ali(ra) “Yemin ederimki ben Kur’an-ı Kerim’den inen her ayetin nerede indiğini neye ve kime dair olduğunu bilirim” diyerek ilminin erişilmezliğini ortaya koymuştur. Yine.Gayb alemi açılsa her şeyi görsem yakınım artmayacak diyebilecek kadarda iman yüklü idi.
Hz Ali'nın iç dünyasi çok zengindi gece nın karanlığında mihraba gelir ibadet eder düşünürdü namazı öyle kılardı ki vücuduna batan bir oku namaz kılma esnasında çıkarmışlar hiç acı duymamıştır. Canın yanmadı mı? diye soranlarada “Kuşu kafesten salıverdikten sonra kafesi parçalayacak olsanız kuşun bundan haberi olurmu?“diye cevap vermiştir.ibadet hz Ali'(ra) nın hayatı idi. geceleri ihya etmekle temeyyüz etmiş ve Allah'u tealanın övdüğü teheccût ehli kişilerden olmuştu.. gece teheccût namazı kılmak için yanlarını yataklardan ayırıp kalkarlar korkarak ve ümit ederek Rablarına dua ederler.(secde-16)Rab'lerinin' kendilerine verdiğini alırlar. çünkü onlar bundan öncede güzel davranırlardı.geceleri pek az oyurlardı.Seher fakitlerinde de istiğfar ederlerdi.(Zâriyât-16-18) Rahman'ın kulları,onlardır ki.'yer yüzünde mütevazi olarak yürürler bilgisizler kendilerine takıldıkları zaman selam, derler.Gecelerini Rabblari'ne secde ederek ve kıyam dürarak geçirirler.(Furkan-63-64)
Darrar b.Damra el kenanî, Hz Ali'yi (ra)Şöyle vasf ediyor (Vallahi O,uzak görüşlü ve göçlü kuvetli biri idi.Anlaşılır şekilde konuşur adaletle hükümederdi.ilim her yanından taşardı.Hikmeti her çeşidinden konuşurdu.dünya ve şaşasından kaçardı.Geceleri ve gece karanlıklarını severdi. her şeye ibretle bakardı çok düşünürdü.kısa elbise giymekten hoşlanırdı.yemeğin lezetlisini aramazdı.aramızda bizden biri gibiydi.O'na soru sorduğumüzda cevab verirdi ..Vallahi bize bu kadar yakın olmasına rağmen neredeyse heybetinden kendisiyle konuşamazdık.dindarlara hürmet gösterirdi fakirleri kendine yaklaştırırdı.zalim O'nun yanında gücüne güvenemezdi zayif da O'nun adaletin'den ümit kesmezdi.Allah'a and olsun ki bir defasinda O'nu görmüştüm.Gece basmış etraf karanlığa gömülmüştü.etrafta yıldız namına hiçbir şey yoktu O'ise seccadesinin üzerinde sakalını tutmuş,hüzünlü bir şekilde âğlıyor ve yılanın ısırdığı kişi gibi bir şeyler sayıklıyordu.şu an O'nun sözlerini işitiyor gibiyim.Ey Rabbimiz EyRabbimiz diyordu.sonra da O'na tazarru ediyordu (Allah'a huşû içinde yalvarıyordu ).sonra Dünyaya hitap ediyordu.Ey dünya banam'ı tamah ettin yoksa banam'ı heveslendin Heyhat Heyhat benden başkasını Aldat.Zira Ben Seni Üç Talakla Boşadım.Çünkü Senin Hem Ümrün Kısa Hem Meclisin Hakir ve Hemde Kadri Kiymetin Değersizdir.Azık Az Sefer Uzun Yolda Yabancı Ah Ah .diyordu.dedi umuaviyen'in gözyaşları sakallarına doğru süzülmeye başlamıştı.Onları tutamıyordu.kulun'un yeniyle göz yaşlarını silmeye köyüldü orada bulunanlarda boğulacak gibi ağlıyorlardı.daha sonra muaviye (ra)Evet Vallahi Hasan'ın babası böyleydi.''Sonra da Ey Darrar O'na Karşı sevgin ne derecede.?diye sordu O da' kucuğunda çocuğu ölüp de gözünün yaşı bir türlü kurumayan ve bir türlü hüznü kesilmeyen kadını sevgisi gibi'dedi ve sonrada kalktı ve gitti.Orta boylu, buğday renkli, ak ve uzun sık sakallı idi, yüzü çok güzeldi, gözleri genişti, göğsü enli, başı saçsız idi. Son derece kuvvetli bir hatipti, her nutku belagat şaheseridi. Halife olmadan önce nasıl yaşıyorsa halife olduktan sonrada öyle yaşardı Servet sahibi bir adam olmamakla beraber son derece kerim idi. Harb ederken dahi düşmanlarına acır, haddi tecavüz etmezdi. buraya Rabbimimz'Akledip 'fark edenlerden eylesin Rabbimiz anlamayı idrak edenlerden eylesin.Rabbimiz istifade edenlerden eylesin. O duygu ve dünceleri hisedenlerden eylesin dua
ANLAMA PROBLEMİ
Zihni yanlış anlamaya götüren faktörlerin başında ANLAMA.VE ÖN YARGI vardır, ön yargı bilinci akl etme düşünce tefekürü kapatır bu kur'an'a aykırıdır.bu dürüm gerek muhacir ensar gerek Annemiz hz aişe (ra) ye atılan iftiralara. dahasi Hz Peygamberin peygamberlığı sürecinde her daim ola gelmistir onun içindir ki kur'an surekli düşünceye akïl etmeye davet eder.
ETKİLENME insanoğlun da etkilenme vardır kimi zaman şefkat adaletin önüne geçer.bu Hz Osman (ra)'olayında had safhaya olaşmıştır.O'nun kanlı gömleğiyle hanımı'nın şehahadeti sırasında kupan parmakları'nın şam cami sinde teşhir edilirken halk yığınları öylesine etkilenmişlerdiki gözleri dönmüştü.ve muaviye'ni29 çıkan her fitnennin ardında bir el vardır ve her zaman olacaktır müslüman bu oyuna gelmemelidir.malesef biz müslümanlar hep ayni çamura defalarca basıyoruz.oysa buradan dersler çıkarmamız gerekmezmi
İndirilen bir din değil uydurulan bir dini yayma projesi.bu gürhün başını Abdullah b.sebe çekiyordu ve her fırsatı değerlendiriyordu.birincisi Hz Ali'nın taraftarlarını diğer halifelere karşı getirmek için Hz Veda Hacc dönüşünde kadr-ı hum da ''ben kimin dostuysam Ali'de O'nun dostudur''sözünü Hz Ali'nın kendisine varis olacağı şeklinde yorumlamış ve yaymıştı bu durumda hz Ebubekir hz Ömer ve hz Osman hz Ali'nın hakkı olan haifeliği ona vermemiş gasp etmiş oluyurdu.Hz Peygaberin vefatı sirasin da hz Ali'yi halife kilmak için kağat kalem istediği güya Hz Ömer karşı çıkmıştı Hz Ebûbekir Hz fatima'nin mirasini vermemişti mağdur etmişti.Hz Abdurrahman bin Av hz Osman'ı halife tayin ederken taraf tutmuştu.bunlar hepsi güya Ehl'i beyte karşı çıkışlardı.
Hz Ali'nın kahramanlıkları mucizevileştirildi kerametleri bini açtı zülfikarla bir vuruşta otuz kişiyi öldürdüğünü' ikidi namazı kılmadığı için güneşi giri çevirdiğni Ebû Tûrab (toprağin babasi)lakabini de Güya Hz peygamber bir bedeviye seksen deve vaad etmişti Hz Ali yerin içinden develeri çıkarıp vermişti bu'nün gibi nice mucizevi şeyler yaymışlardı hatta o'nun mehdi olduğu ölsede geri gelecağini yaydılar bu tutunca da O'nun haşa Allah içine hül ettiğini ilah olduğunu yaydılar. sonuçta bir sürü fırkalar çıkmış oldu .özellikle Hz Ali'nın bulunduğu bölge evsaneleri çok olan ve evsaneleri seven bir toplum idiler.
CEMEL VAKASI
Hz Ali(ra) çıkan karışıklıkları yatıştırmak için Basra yakınlarında Ayşe, Talha ve Zübeyr gibi İslamiyetin tanınmış simaları ile karşılaştı bu olay Cemel Vakası adıyla bilinmektedir. “Cemel Vakası Hz Ali(ra) ileHz Talha(ra), Hz Zübeyr(ra) ve Hz Aişe-i Sıddika(ra) arasında oluşan'ihtilaftan çıkan bu savaşı ehl'i ilim'sırf “Lillah” için ve İslamiyetin menafii için içtihat edilmiş ve içtihattan muharebe tevellüt etmiş; elbette hem katil, hem maktul ikisi de ehl-i cennettir… İkisi de ehl-i sevabdır diyebiliriz. Her ne kadar Hazreti Ali(ra)’nin içtihadı isabetli ve mukabilindekilerin hata ise de, yine azaba müstahak değiller. Çünkü, içtihat eden hakkı bulsa, iki sevap var. Bulmazsa, bir nevi ibadet olan içtihat sevabı alır.
Son...